04.15.2023
Geçmeyen ve iyileşmeyen ulusal yaramız; Enflasyon. Kavramlar tarihine baktığımızda, bize ait, bizim ürettiğimiz ve insanlarımızın kolayca anlayacağı kavramlar ya çok azdır ya da yoktur. Biz kavram üretmekte çok üşengeç bir ulus durumundayız. Ekonomi, enflasyon, faiz, kredi, para bunların hiçbiri bizim öz üretimimiz değillerdir.
Enflasyon ile ilgili sınırsız kaynak, sayısız açıklamalar, makaleler, kitaplar mevcuttur. Bugüne dek yaşanmış iktisadi gelişmeleri bir cümle ile anlatacak olursak enflasyon; “eksik kısmın (kısa kalan tarafın) yaratmış olduğu korku ile davranış etkileşimidir”. Arz tarafı hep kısa kalıyor. Talep tarafı ile uç ucuna getirmek için fiyat artışı /enflasyon) fren olarak devreye giriyor. İç üretim iç tüketimden az olursa parası olan o malı ve hizmeti almak için fiyat kriterine bakmaz.
İhtiyaç sahipleri, bugün almazsa yarın daha pahalıya alacağını deneyimlerinden öğrenmiştir. Rahmetli Süleyman Demirel’in bir lafı vardı: “biraz enflasyon eyidir eyi”. Biraz enflasyon dediği oran yıllık %50-60 arasındaydı. Biz bunu kanıksadık galiba.